Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımdan mesaj aldım, “Her şey önce kendini hiçbir yere ait hissetmemekle mi başladı?” diye sordu. Aslında cevabı basitti ama kendisiyle bu konu hakkında konuşurken aslında aklımda cevaptan çok daha şey fazlası olduğunu farkettim. Bütün gün ofiste çalıştıktan sonra vapurla karşıya geçerken hepimizin sıkça denize bakıp daldığı gibi o da düşüncelere dalmış ve orda aklına gelmişim. Birinin aklına böyle bir yerde gelmek insanın başına gelebilecek en güzel şeylerden biri heralde. :)

Cevap ise kişiden kişiye değişiklik gösterebilir diye düşünüyorum ama benim için çok açık bir şekilde “Hayır”. Kendimi bir yere ait hissedememek benim için en son evreydi aslında ve yıllarca kurulan hayaller neticesinde sonra zayıflayan zincirlerimi kopartan son duygu olmuştu. Bunun bana özel bir duygu olmadığının bilincindeyim dolayısıyla hiç öyle alıp başını giden karizmatik ve yalnız adam triplerine girecek değilim. Benim düşünceme göre kimse bir yere ait değil ve bunun farkına zaman zaman hepimiz varıyoruz. Bazılarımız bu düşünceyi ciddiye alıp kurcalamaya başlıyor bazılarımız ise biraz tehlikeli/mantıksız bulduğundan hemen başından savıp atıyor. Şu kadarını diyim, ne kadar atarsanız atın geri gelecek o yüzden bir an önce bunun bir çaresine bakın.

Living in the moment

Peki çare ne? Herkes ya bir yol gösterici yada dahiane bir fikir bulmayı bekliyor. Biraz kişisel gelişim kitaplarından alıntı olmuş gibi olacak -ki pek sevmediğim kitaplardır- ama insanın aradığını kendi içinde bulması konusunda doğru söylüyorlar. Ben gözümü bulutlara dikip hayaller kurmayı ve kafamda kendi hayatımla ilgili senaryolar yazmayı çok seven biriyim. Bu konuda tek olmadığıma eminim, kaçımız kendi cenazesini dışarıdan izlemenin ve insanların size ne kadar değer verdiğini orada gördüğünüzün hayalini kurmadı ki? Eğer kimse kurmadıysa bi başıma kalacam burda :) Bu çok basit bir örnek ancak emin olun benim hayal gücümde çok daha fazlası var, hem geçmiş hem gelecek hakkında yaşanmışlar, yaşanabilmiş olacaklar, keşkelerin farklı senaryoları ve gelecekle ilgili senaryolar. En azı gelecekle ilgili olanlar ama burada benim için çare olanlardan biri de bunlardan biri. Geleceğe gidip geçmişe dönmek…

borges

Kendimi ölmek üzere olan hasta yatağındaki bir adam olarak düşündüm. Bunu düşünmeme vesile olan Jorge Luis Borges’in Moments (Anlar) şiirinde olduğu gibi. Yıllarca para biriktirip yatırım yapıp 32 yaşımda yola çıktım. Peki şu anki aklımla dünyaya tekrar gelsem yine aynısını mı yapardım acaba? Ofiste de çalışıyor olsanız, 10 yıldır geziyor da olsanız farketmez. Bence hepimizin bunu bir düşünmesi gerekiyor. Az çok geleceğiniz hakkında planlarınız vardır, tam olarak nerede olacağınızı göremesenizde içinde bulunduğunuz sistemin sizi nereye götüreceği konusunda üç aşağı beş yukarı fikriniz vardır. Şimdi oraya gidin, işinizde yükselin, güzel bir ev alın, araba alın, lüks bir yaşamınız yada sade ve konfrolu ve huzurlu bir yaşamınız olsun. Çocuklarınız, torunlarınız, eş dost akraba herkes yanınızda olsun. Kısaca mantık çerçevesi içinde gelebileceğiniz en güzel noktayı hayal edin ve ölmeden önceki son gününüze gelin. Mutlu mesut gideceksiniz az sonra çünkü hayatta hedeflediğiniz her şeyi başardınız. Peki tam o anda bir mucize olsa ve size tekrar şu anda olduğunuz yaşına döneceğiniz söylense, hem de şu ana kadar edindiğiniz tüm tecrübeler ve düşünceler de yanınıza kalacak. Ne yapardınız? Tekrar aynı hayatı mı yaşamak isterdiniz? Cevap evet ise şanslısınız ve şahsen gıpta ile baktığım insanlar arasındasınız.

Benim cevabım Hayır’dı ve 32 yaşıma geri döndüm, beni mutlu eden şeylere daha çok vakit ayırmaya karar verdim. Benim için bu seyahat ve dünya’yı görmekti, sizin için ölene kadar ayakkabı tamirciliği yapmak veya dünya’nın en zengin insanı olmak olabilir pek tabiki. Para kazanmak tabiki önemli ama eğer hayatı tekrar yaşamak gibi ütopik bir şans verilseydi ve şart olarak da para kazanmanın alternatif bir yolunu bulman gerektiği söylenseydi bunu bulmak ne kadar zor olurdu? Unutmayın, bu söylediklerimi düşündüğünüz an kimsenin yapamadığı geleceğe gidip geri dönmeyi kısmen başarmış ve o ütopik şansı elde etmiş oluyorsunuz. Ve şu anda istediğiniz yaşamı yaşamak için ikinci bir şansı elinizde bulunduruyorsunuz. Bir dakikanızı ayırıp benim etkileyen aşağıdaki şiiri siz de okuyun ve düşünün. Bu şansı kullanacak mısınız yoksa kullanmayacak mısınız?

:)

Gökhan

 

Jorge Luis Borges – Anlar

Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,
ikincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim, daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Elbette mutlu anlarım oldu ama,
yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem,
yaşam budur zaten:anlar, sadece anlar.
Siz de anı yaşayın.
Hiç bir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan
gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiç bir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.
Ama işte 85’indeyim ve biliyorum…
Ölüyorum…

12 Responses

  1. Yasemin K.

    Bu yazı gerçekten bi başka güzel olmuş. Tazelenmişim gibi hissettirdi bana.
    Ara ara okumakta fayda olacaktır. İnsanın kendine hatırlatması gereken noktalara değinilmiş çünkü.
    Şiiri de kaydettim çok beğendim.

    Yanıtla
  2. çağrı öz.

    Borges çok sevdiğim yazarlardan. Şiiri de biliyorum ama bazen unutuyoruz, böyle çarpıcı şekilde hatırlamak iyi oluyor. Kafamızı kaldırmadan geçip gidiyoruz hayattan, şartlar, kendi kendimizi soktuğumuz .oktan işler, sorumluluklar – ki onlara da teşneyiz – ki çoğun bıktığımız…
    şu ara fena halde gidesim var, ama gidemem küçük bir çocuğun sorumluluğu, yığınla borç harç, bunların bitmesini beklersem gitmek için Borges gibi artık yaşlıyım galiba ölüyorum olacağından korkuyorum. Ama umudumu kaybetmemeye çalışıp özellikle iş hayatındaki çiğ insanlara katlanarak, çoğu zaman artlarından bolca küfür ederek o günü bekliyorum, umarım ölmeden önce çekip gidebilirim…

    Yanıtla
    • Gökhan - Yoldaki.com

      her şeyi bırakıp gitme isteği ara ara gelip durur böyle, bırakıp gitmeyince de sürekli gelmeye devam eder. Yakın zamanda çocuklarla birlikte seyahat konulu bir yazı yazmayı planlıyorum, belki işinize yarayan bir şeyler çıkar ordan :)

      Yanıtla
      • çağrı öz.

        Yok çıkmaz. Emin olun bu tip kounları o kadar çok okuyup araştırıyorum ki, artık çıkmayacağını anladım, zira bakıyorum bunları yapanlara, yapabilenlere benim gibi burada olmak zorunda oldukları (çocuk harici) sebepleri yok ya da atıyorum kenara koyduklarını yiyerek gidiyorlar ya da öyle bir işleri var ki (mesela genellikle kendi işleri ya da işi gücü bırakıp gidecek gelirleri) ya da yalnızlar sizin gibi. Yani benim için tüm bunları yapmak(neyse ki – hükümet bi kazık atmazsa – erken emekli olacağım) emeklilik günlerime kalıyor haa bu arada memleket dahilinde her fırsatta geziyorum, yurt dışına da mutlaka o salak turlarla bile olsa gideceğim ama esaslı geziler emeklilik günlerime, o günlere kadar yaşarsak aptal bi takım sebeplerden ölmezsek.
        Bu sebeple gençlere buradan bi nasihat naçizane, Bir şeyleri bırakmak için hiç bi yaş geç değil belki ama gençken ne yapabiliyorsanız kardır ve içinizde gezme ya da çekip gitme arzusu varsa sakın beklemeyin gün bugündür.

  3. Altinay Donmez

    İşim gereği hep geziyorum ama çok az görüyorum. Blog’unuz bana ilham oldu.

    Yanıtla
  4. canberk

    gelecek hakkında kafamda planlar yaptığım, şöyle yapsam nasıl olur , böyle yapsam neler yaşarım dediğim bu günlerde bu yazı tam zamanında geldi. Yeni gezi yazılarınızı heyecanla bekliyorum.

    Yanıtla

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.