Bu fikri kafama koyduğumdan beri sürekli olarak insanların merak ettikleri bir durum bu. Bağımsızlık duygusu o kadar korkutucu ki her ay paralarını verecek bir patron ve sigortalarını yapacak bir şirket olmayacağı gerçeği tüm özgürlük isteyen duyguları felç ediyor. En azından bazılarında… Bende tam tersi bir etki yarattı ve gitme kararını vermeye kadar götürdü.

En çok sorulan sorulardan biri de şu. Nasıl günde sadece birkaç saat çalışıp haftada 40 saat çalıştığın işinden daha fazla para kazanabilirsin? Hem de seyahat ederek!

Bunun cevabı kolay ama biraz da karışık

Kolay tarafı: karar verme aşaması ve hayatımı istediğim şekilde yaşayacağım gerçeğini kabul etmem. Karışık tarafı: tek bir cevabı yok aslında, bu süreç başladığı zaman artık hayatımda sürekli değişen bir döngü olacağı ve maddi gelirimin de bu yönde akışını benim hareketlerime göre değiştireceği. Standart bir beyaz yakalının maaşı her ay değişmez, veya düşük performansından dolayı az para almaz ve tabi genellikle yüksek performansından dolayı da yüksek maaş almaz. En azından o ay için…

İlk kural, disiplinli ve düzenli olmak. Sert bir disiplinden bahsetmiyorum ancak artık hayatımda attığım her adım beni ileri yada geri götürecek. Bunu ben yıllarca uçak simülasyonu oyunları oynamış ve aşırı ustalaşmış birinin gerçek bir uçak koltuğuna geçmesine benzetiyorum. Herşey aynı gibi görünüyor ama pratikde değil. Artık yaptığın ve önceden farkında bile olmadığın en ufak bir hareketi bile hissedecek ve iliklerine kadar yaşayacaksın. İşte bu tam anlamıyla yaşamak! Bu durumda olacak şey belli, yaşamak için yaptıklarımı yapmazlar ama yaşantımı kıskanırlar. Onları suçlayacak değilim…Hayat seçilmez, yaşanır!

Eğer ben yapabiliyorsam, sen de yapabilirsin.

Hayatım boyunca bir çok insan tanıdım ve aralarında çocuklarıyla beraber dünyayı gezenler de vardı. Kimse iş bulamam diye yakınmasın, ne istediğini bilen kişi için her zaman iş var. Ben çeviri yapıyorum ve bu web sitesini bir yerlere getirmeye çalışıyorum. İkisinde de başarılı olacağımı biliyorum, tek ihtiyacım olan biraz daha zaman ve şu anda ondan bol birşey yok elimde. Eğer ben yapabiliyorsam, sen de yapabilirsin. Gerçekten böyle bir karar verme aşamasındaysan enine boyuna ölçüp tartmanızı istediğim birkaç gerçek var. Özellikle konu yer bağımsız dünyanın her yerinde çalışma özgürlüğüne sahip bizim gibi gezginler olunca, ortalıkta dolaşan bermuda şortuyla şezlongda uzanmış ve kucağında laptop ile çalışan tiplerin fotoğrafları çok yaykın.

Herşeyden önce bu gerçek bir iş

Şahsen tanıdığım ve yerden bağımsız olarak çalışan onlarca insan var. Ve bu insanlar bazıları gerçekten olağanüstü karakterlere sahipler. Dünya’da karşınıza çıkabilecek en yaratıcı ve en ilham verici kişiler ve bazıları da gerçekten çok çok çalışan kişiler. Aralarında sadece birkaç tanesi haftada 4-5 saat çalışmakla yetiniyor. Gerisi emin olun 4-5 saatten çok daha fazla çalışıyorlar. Hatta bu bahsettiğim 4-5 saat çalışan kişiler bu seviyeye gelebilmek için binlerce saat çalıştılar ve tırnaklarıyla özgürlüklerini kazanıp şimdi sefasını sürüyorlar. Ama genel olarak bakmak gerekirse, bu yerden bağımsız gezginlik hayatında ortalama çalışma saati haftada 15-20 saat kadardır. Bazı durumlarda tabi 40 saati de bulabilir.

Önemli olan sıkı çalışmak değil akıllıca çalışmak.

Elinde olan yetenekleri kullanıyor olsan da yepyeni bir işe kalkışmış olsan da, değişmeyecek tek şey var. Çalışacaksın.

Bazen şu anda çalıştığın işten daha da zor gelebilir

Eğer hayalin benimki gibi hem seyahat hem çalışmaksa karşına çıkacak türlü türlü hiç duymadığın yeni zorluklara merhaba demeye hazır ol. Saat farklılıkları, bağlantı problemleri, faturalar, para yönetimi gibi problemler bu yer bağımsız yaşam tarzıyla tam bir çelişki halindedir.Denge problemiKendi kendini patronu olan ve bu tarz bir hayata sahip birinden en sık duyacağınız şikayet “İşi işte bırakıp eve gidemezsin”. Kendim için konuşmak gerekirse ben zaten hiçbir zaman işi işte bırakamamıştım, bilgi işlem bölümünde çalışmanın en kötü taraflarından biri de buydu zaten.
Eğer “işkolik” olmaya niyetlenirsen kopmak zor olur ve nerede olduğunun bir anlamı kalmaz. Tam tersine disiplinden kopup haftada üç gün çalışayım derseniz yine pek tutunamayacaksınızdır. Denge konusunu oturtmak biraz zaman alır, bunun kesin bir cevabı yok. Tam kişiliğine ve yaşamak istediğin hayata uyacak ritmi bulmak çok kolay değil ama zamanla olacak birşey. Genelde gezginler sabah saatlerini işe ayırıp öğleden sonrasını macera ve keşif için ayırırlar. Haftada 20 saatlik bir çalışma ideal olarak kabul edilebilir.Plajda laptop ile çalışmak saçmalığın daniskasıOlmaz demiyorum. Gün gelir plajda şemsiye altında bir konferansa katılırsın. Ama mantıklı düşündüğün zaman, senin tüm işlerini yapan laptop’ını kum, deniz ve hırsızlık potansiyelinin yüksek olan bir yere getirmenin nasıl bir anlamı olabilir? Arkadaşlarınızı kıskandırmak içinse evet olabilir, gerçekten çok küfür yer ve karizma yaparsınız ama gerçekten sadece bu kadar. Fotoğrafı çekin ve bilgisayarınızı oradan uzaklaştırın. Tanıdığım hemen hemen tüm gezginlerin ciddi ve planlı bir çalışma programı var ve bu pek plajlarda sahillerde olmuyor. Sessiz bir yer olmalı, bağlantı problemi yaşamamalı ve böyle bir çalışma ortamında beyinde daha fazla boş yer açılır ve kısa zamanda daha çok iş yapılabilir. Eğer zamandan tasarruf etmek istiyorsan üretimi hızlandırmak zorundasın, değil mi?
Bağımsız bir hayat yaşarken denge probleminde dikkat edilecek bir diğer husus ise ne kadarlığına ve ne sıklıkta seyahat edileceğidir. Çok kısa aralıklarla seyahat edildiğinde çalışmak için yeterli zaman ve konsantrasyonu sağlamak kolay olmaz. Tanıdığım gezginlerden aldığım bilgilere göre gidilen yerlerde ortalama 1 ila 3 ay arası kalınması en sağlıklı sonuçları veriyor. Ne kadar zamana ve ne kadar devamlılığa ihtiyaç olduğunu en kısa sürede belirlemek gerekiyor.Kırılma noktaları

Eğer mekan bağımsız bir kariyerin varsa muhtemelen para kazanmak adına hayatındaki en önemli araçların başında cep telefonu ve laptop geliyordur. Bu konuda asla ucuza kaçmayın ve alabileceğiniz en kaliteli ürünleri alın. Bu konuda cimrilik yapmak ileride bolca sıkıntı ve üretkenlik konusunda birçok sekteye uğratır. Bu aletler kurmak istediğin çalışma hayatında çok büyük handikaplar yaratabilir. Peki ya çalınırsa veya kaybolursa? Ya bozulursa? Bu aletlerin başlarına çok sık gelen şeyler. O yüzden dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Herşeyden önce USB harddiskleri saymıyorum bile, onlardan zaten mutlaka ve mutlaka olmalı. Laptop’ını taşıdığın çantadan farklı bir çantada taşınmalı. Artık hayatımızın çok büyük bir parçası haline gelen Cloud Backup (İnternette yedekleme) adeta ölüyü geri getirecek bir uygulama. Düzenli olarak bilgilerin internet üzerinde saklanması birçok felaketin önüne geçecektir. Evernote, Dropbox yada Google Drive gibi servisleri kullanmayı ihmal etmeyin. Çoğu bir yere kadar ücretsiz ve az sayılmayacak bir alanı bedava sunuyor.

Bazı giderleri çok fazla düşünmeyin

Sırtta çanta ile uzun süreli seyahat ediyor olmak her zaman düşük bütçeli seyahat demek değildir. Bazen hostelin interneti gerçekten çok kötü olabilir yada ortak odalarda o kadar çok gürültü oluyor ki çalışmak imkansız hale geliyor. Yapılması gereken bir iş varsa ve bu işin dönüşü size iyi bir kazanç getirecekse o zaman paraya kıyıp düzgün bir yerde işe konsantre olup bu gideri bir nevi yatırım olarak görmelisiniz. Bazen para kazanmak için biraz para harcamanız gerekecektir.

Bağımsız bir hayat fikrini kötülüyor gibi durabilir yazdıklarım ama emin olun kesinlikle değil! Ben birşeyi başarmaya inanmış bir kişinin bir şekilde bu fikri gerçekleştirebileceğine en çok inanan kişilerden biriyim. Müzisyenler, joglörler, blogcular, piskologlar, yazarlar, editörler, şeflerle tanıştım ve hepsi de başarılarını yolda gerçekleştirmişler.

İlla bir sınır varsa o da yaratıcılığınız ve kararlılığınızdır.

Gökhan

=)(=

 

5 Responses

  1. Sdk

    Blogunuzu ve yazılarınızdaki tavrı sevdim… bircok insanın sadece hayal ettiği ve harekete geçmek için kendi kendine bir mucize olmasını beklediği noktada siz mantıklı planlarla mucizenizi gerçekleştirmişsiniz bunun için tebrikler ve birçok insana bunun nasıl oldugunu anlattıgınız için de teşekkürler.. ve görseldeki nb ile 4yıl çalıştım bugunkü tabletlerin atalarındandır, kendisi başka bir yazınızı okurken beni bu sayfaya çeken bir oltadır ;)

    Yanıtla
    • gokhan

      Olta niyetim yoktu ama size de nostalji yaşatmış oldum bu vesile ile :) Çok teşekkürler.

      Yanıtla
  2. Ayca Kaya

    ben bu kismi anlamadim. sen ne is yapacaksin dolasirken? benim okudugum kadariyla, hindistanda bir bahcede ot temizlemissin, bir de nepalde cocuklara bakmissin. ama para kazanmamissin, sadece ise karsilik yer ve yemek vermisler.

    Yanıtla
    • çağrı öz.

      Esasında yapılan işe karşılık para değilde yer ve yemek verilmesi de bi anlamda ödeme değil mi? Ve çalışan için de hayatı idame. Neticede bu kişinin amacı ne, gezip görmek. Gittiği yerde, kalacak yer ve yemek sorununu hallediyorsa zaten fazla paraya ihtiyaç kalmıyor. E zaten TR’den kira getirisi de varmış. Burada asıl mesele ne tarz bir gezgin olduğunuz meselesi galiba. Kimisi çok az parayla dünyayı gezer, kimisi tek bir şehri gezmek için bin dolarları bayılıp tura katılır.

      Yanıtla

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.