Herkesin hayatında ugraşması gereken bir sürü boktan olaylar var. Ama rutin bir hayattan sıyrılıp hayallerinize ulaşmaya çalışırsanız, en sonunda başarırsınız. Yeter ki hayalleriniz filmlerde gördükleriniz değil gerçekten istediğiniz şeyler olsun. Rutin bir hayatta ise bunun tam tersi geçerlidir. Başınıza gelen boktan şeyleri atlatmak için hayal kurmamanız gerekir çünkü ancak bu sayede en hızlı ama aynı zamanda geçici olan teselliye ulaşabilirsiniz. Aslına bakarsanız rutin bir hayat yaşayan insanların bilinçaltında en büyük tesellisi, kendi gibi olan diğer insanların çok büyük bir bölümünün de hayallerinin gerçekleşmemesi. Bu sayede bir bütünün parçası olma hissine sahip olurlar. Frank Zappa’nın dediği gibi, “Rutin olandan sapmadan, gelişim imkansızdır”.

zappa

Peki bu hayallerimize nasıl ulaşırız? İnternette “hayallerinize ulaşmanızı sağlayacak yollar” şeklinde arattığınızda karşınıza milyon tane sonuç çıkacaktır. İşin komik olan kısmı bu milyon tane sonucun çok büyük kısmı da doğrudur. Ama hayalleri bastırılmış ve özgürlüğü kıstılanmış bizimki gibi toplumlarda bunlardan daha fazlasına, yolu gösterecek birilerine ihtiyaç var. Çünkü bir insana “hayallerinin peşinden git!” demek hayatında yumurta bile kırmamış adama “kalk bi beyti yap” demek gibi bir şey. Kullanılacak malzemeleri herkes biliyor, bilmese bile öğrenmesi 10 saniye sürmez. Ancak iş yapmaya geldiği zaman işte orada tüm yollar tıkanıyor.

Follow-your-Dreams

İlk olarak yapılması gereken şey yataktan kalktığınızda ne yapmak istediğinizi bilmek. Yapmak istemediklerinizi sayın deseler eminim bu yazıdan çok daha uzun bi liste çıkartırsınız. Yapmak istediğiniz şey hayatınız boyunca elinizde içkiniz, Tayland’da şezlong’a uzanıp Andaman denizine karşı güneşlenmek olamaz çünkü hayatınız bu kadar sığ ve basit değil. Bu ancak siz istediğiniz hayatı yaşarken bunun yanında gelen ufak bir aperatif olabilir ve emin olun sıkılacağınız bir şey çünkü en başta dediğim gibi, filmlerde gördükleriniz sizin hayalleriniz değil. Yaşamak istediğiniz hayali düşünün, sizin olmayan bir hayalde misafirlikte gereğinden uzun kalmış kadar sıkılırsınız.

pillsÇok net bir şekilde belirtmek gerekirse bundan sonrası sizin ne kadar korkusuz olduğunuza kalmış bir durum çünkü artık karşınıza hayatın tüm sahteliklerini alıyorsunuz. Matrix’i izlediyseniz, şu anda uyanmış olan Neo’sunuz ve mavi ile kırmızı hap arasındaki seçime geldiniz. Kırmızı hap acı ama gerçek olanı, mavi ise huzurlu bir yalan içinde uykuyu temsil ediyor.

Hemen işin maddi ve manevi boyutlarına atlayacak zihniniz ve bir sürü “evet ama…” lar üretecek çünkü bu ilk aşamayı geçmek sadece düşünmenizi gerektiren, herhangi bir maddi kaynağa gerek duymayan, tamamen size bağlı olan bir durum ve henüz medya ve televizyona rağmen insanların zihninden bunu tam anlamıyla kazıyabilmiş değiller. Bu durumda ikinci seçenek olan ve topumun büyük kısmının kandırıldığı “beklentiler” devreye giriyor. Büyük şirketler, hükümetler, savaşlar, anlaşmalar, reklamlar, ürünler ve kısacası hayata dair her şey bu büyük çoğunluğun kandırıldığı ve yönlendirildiği beklentiler kısmı ile yönetiliyor. İşte burası tam olarak büyük çoğunluğun içinde bulunduğu yer. Sıradan ihtiyaçlarımız olan yemek, su, uyku, güvende olmak, sevmek ve sevilmek gibi isteklerin süslenerek size karşılığında düşünmemeniz ve uyum sağlamanız neticesinde verilecek olması durumu. O kadar kolay ki, yapmanız gerken hiç bir şey yok. Düşünmeyeceksiniz bile… Sadece diğerleri gibi uslu olun ve her şeyin “en iyisini” siz alın. Ve burası da büyük çoğunluğun uyutulduğu son.

Kırmızı hapı seçerseniz şayet;

Gerçek dünyaya hoşgeldiniz. Buradan sonrası sizin çizeceğiniz yola bağlı. Ne benim ne de bir başkasının bu noktadan sonra söyleyecekleri zırvadan öteye geçmez. Buradan sonra zaten bir şey söylenmez, uyandığınız yer kendi hayatınız ve kendi gerçekleriniz olacak, başka birinden bu konularda fikir almanız telefonda hiç Türkiye’ye gelmemiş Japonya’da ki birinin size yaşadığınız yer olan Kadıköy’de ki bir yeri size tarif etmesi gibi saçma bir durum olur. kendi hayatınız içinde kaybolup gidersiniz. En önemli şey optimist olmak ve mümkün olduğunca olumlu yaşamaya çalışmak. Hepimiz mutlu olmak için doğduk, doğamız gereği pozitif ve umut verici olana yöneliriz her zaman. Bir hayale sahip olmanız çok özel bir durum değil, özel olan bu hayalin değerini ve önemini bilen kişi olmaktır.

 

 

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.