Saat öğlen 12’ye geliyor. Uyanıyoruz ve oda sahiplerinden biri olan Aref heyecanla fırlıyor yataktan. Dışarıda kar var! Deli gibi yağıyor! Hakkatten güzel yağmış ama İran’a en son kar yağmasının üzerinden 6-7 yıl geçmiş. Elemanların yaşlarınında 20-21 olduğunu hesaba katınca oldukça heyecanlı bi olay tabi :). Ben şehir merkezine nasıl gideceğimi soruyorum, onlar da eğer biraz daha beklersem arabayla bırakabileceklerini söylüyorlar. Yemek için ineceklermiş zaten ve beni de davet ediyorlar. Her türlü daveti reddetme şansım var ama yemek olayını bir türlü reddedebilmiş değilim henüz.

Arabada yazılım mühendisi olarak kurdukları hayallerden bahsediyorlar. Bir firmaya girip çalışmak istemiyorlar, kendi şirketlerini kurmak istiyorlar. Hayaller öyle büyük ki şu anda hemen hemen dünyanın her yerinde şube açtılar ve binlerce çalışanları var, Beyrouz’da CEO :)

Yaşadıkları en büyük sıkıntı son dönemlerde olan enflasyon. Herşeyin fiyatı 3-4 kat artmış ve Riyal, Dolar karşısında inanılmaz bir çöküş yaşıyor. Eskiden 4000 liraya alabildikleri bir arabayı şu anda 15000 liraya alabiliyorlar. Fiyatlar 1-2 hafta içinde inanılmaz değişebiliyor, zamanında bizim de yaşadığımız durum gibi. Arabaların hepsi çok eski ve yeni araba neredeyse hiç yok. Amerika ambargo uyguladığından beri çok büyük sıkıntı var. Yurtdışından araba getirmenin maliyeti çok yükkarsek o yüzden kimse tercih edemiyor. Getirdiğin arabanın ücretinden daha fazlasını vergi olarak ödemek zorundasın. Vergisiz getirmen durumunda ise arabayı sadece 1 ay kullanabiliyorsun, sonrası yasak. Sadece birkaç ada için bu kural geçersiz. O adalarda vergi vermeden kullanılabiliyor her türlü araba.

Land Rover jip sahibi bir adamın hikayesini anlattılar. Adam jipi satmaya götürürken polis tarafından aşırı hızdan dolayı durduruluyor ve arabayı bağlıyorlar. 1 hafta kadar sonra ancak alabiliyor arabayı ama bu cezayı yediği için mutluluktan havaya uçuyor çünkü arabanın yattığı o 1 hafta içinde fiyat 2 katına çıkmıştı.

Şu aralar burada enflasyon %10-20 arası ve böyle kalmaları için dua ediyorlar. Daha önce %40’ın altında pek inmemiş. Ahmedinejad döneminde yapılan saçmalıklar ve iyice çamura batan ülke şu anda en azından bu batma durumunu durdurmuş görünüyor. Onlara göre memnun olmasalarda mevcut hükümet Ahmedinejad’ın pisliklerini temizlemeye çalışıyor ve hiç ama hiç kolay kolay olacak birşey değilmiş bu. Muhabbet sıkı fıkı giderken beni yemek için “Beryani” lokantasına getiriyorlar. Evet ben de “Büryan” diye düşündüm sizin gibi ama değil, alakası yok. Fakat nefisti :)

Facebook adreslerimizi alıp, tekrar görüşebilmek umuduyla ayrılıyoruz. Cidden ayrıldığım için üzülüyorum. Hatta Ali’nin evine gittiğimizde filmlerden, oyunlardan bahsederken “Ya sen neden burada yaşamıyosun? Tam aradığımız adamsın!” dediklerinde baya bi mutlu oluyorum açıkçası. Daha dün tanıştığın insanlardan bu kadar güzel tepkiler almak gerçekten farklı bir olay. Çok büyük konuşmak istemiyorum ama dünya’da acaba bunlar kadar iyi adamlarla yine karşılaşabilecek miyim diye çok merak ediyorum.

Host’um Ahmed’in evine geliyorum. Amerikalı ancak ikinci pasaport olarak İngiliz vatandaşlığı da bulunan Graham bu geceki konuğumuz. 21 yaşında ve Pers diline duyduğu ilgiden dolayı gelmiş İran’a fakat baya yanlış gelmiş arkadaş :) Yani ülke doğru da mekan yanlış, en azından onun için. Ahmed’in enteresan arkadaşları geldi bugün, niyetleri afyon içmek. Tipten direk 15 yıl müebbet yerler ama komik ve iyi elemanlar. Graham pek konuşacak gibi gözükmüyor çünkü ilk Couchsurfing deneyimi ve böyle bir ortamın içinde kaldı. Biraz muhabbet edip normalde her CS deneyiminde böyle bir ortamla karşılaşmayacağını anlatmaya çalışıyorum. Anladı mı bilemiyorum açıkçası ama biraz tırstığı aşikar :)

Yarın sabah Şiraz yolu gözüküyor.

Selaameti! (burda öyle diyolar)

Gökhan
=)(=

 

1 Yorum

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.