Tüm dünya mitolojileri arasında en büyüleyici hikayelerin çoğunun kaynağı olan zengin bir sözlü geleneğe sahip İskandinav Mitolojisi, evrenin yaratılışı, tanrıların savaşları ve aşkları ile dünyanın sonu gibi büyük temaları işlemeleriyle beni her zaman cezbetti. Danimarka, Norveç ve İsveçlilerin meydana getirdiği İskandinav toplumlarının ortak mitlerinden oluşan İskandinav Mitolojisinde Viking savaşçıların, 8 ve 11.yüzyıllar arasında Batı Avrupa kıyılarında, büyük fırtına kopardıkları malumunuz. Özellikle sanat tarihi dersi aldığım dönemlerde hayli merak sardığım İskandinav Mitolojisinin izini sürmek için Norveç fiyortlarından, muhteşem Kuzey manzaralarına dek tek seferde Kuzey Avrupa’yı keşfetmek en büyük hayalim olmuştu.

İskandinav Mitolojisi vs Kuzey Avrupa Mitolojisi

Kuzey Avrupa olarak bilinen bölge günümüzde Danimarka, İzlanda, İrlanda, Grönland, Estonya, Finlandiya, Letonya, Litvanya, Norveç, İsveç ve Birleşik Krallık ülkelerini kapsadığından, İskandinav Mitolojisi ile Kuzey Avrupa Mitolojisi olarak sıklıkla birbirinin yerine kullanılabiliyor. Söz konusu mitlerin kaynağı Germen ve Kelt kavimleri olsa da Germenler, tarih boyunca Yunan, Latin ve Slav kültürleriyle yakın ilişki içinde olduklarından bu mitoloji oldukça geniş bir coğrafyaya, doğrusu tüm kıtaya yayıldı. Ardından da Hıristiyanlığın kabulü ve gelişen Darvinizm ile toplumlar, mitleri deli saçması olarak değerlendirmeyi uygun buldular ve bu mistik anlatılar doğdukları topraklar dışında yaşama şansı bulamadı. Sonunda bu yıl İskandinav coğrafyasını, Kuzey Avrupa’yı görüp Birleşik Krallık’a devam ederek bu muazzam kültüre kendi toprağında vakıf olma rüyamı gerçekleştiriyorum. Oslo, Bergen, Flam Bölgesi, Songdal, Kaupanger, Gudvangen, Twindefossen ve fiyortlardan oluşan Norveç’in yanı sıra, İsveç (Stockholm), Danimarka (Kopenhag), Finlandiya (Helsinki), Estonya (Tallinn), Polonya (Varşova, Krakow ve Gdansk), Letonya (Riga), Litvanya (Vilnius, Trakai Gölü ve Kalesi), Romanya (Bükreş, Bran ve Drakula’nın Şatosu), Bulgaristan (Varna) ve Almanya’yı (Berlin) gezerek kim bilir ne hikayelerle döneceğim.

Fantastik Bir Dünyanın Aralanan Kapısı, Kalevala

Beni en çok etkileyen de Finlerin nesilden nesile sözlü olarak aktardıkları şiirsel destanları olan Kalevala. J.R.R.Tolkien’in yalnızca bu destanı okumak için Fince öğrendiği rivayet ediliyor zira Kalevala, bir halk destanı olarak derlenip pek çok dilde basıldı. Bu iddia gerçeği ne kadar yansıtıyor bilinmez ancak, yazarın The Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi) adlı meşhur üçlemesinde Middle Earth (Orta Dünya) denilen hayali yerin adını, İskandinav Mitolojisindeki 9 dünyadan insanlara ait olan Midgard’dan esinlendiği biliniyor. Eserin, sahibini yok eden altın yüzüğün laneti temasının çıkış noktası da yine Kuzey Avrupa Mitolojisine dayanıyor. Ocak ayında hayatını kaybeden, fantastik ve bilimkurgu edebiyatının kraliçesi kabul edilen Amerikalı edebiyatçı Ursula Le Guin’in “Yerdeniz” üçlemesinde de Kalevala’nın izlerine rastlamak mümkün. Zira İskandinav Mitolojisinin, bilimkurguyu ve fantastik filmleri beslememesi düşünülemez!

İskandinav Mitolojisi’nde Tanrılar ve Tanrıçalar

Germen kavimleri yaşadıkları buzullarla kaplı, verimsiz ve kayalık coğrafyada tarım yapamıyorlar, aşırı yağıştan kaynaklanan sel baskınlarının yanı sıra çok az günü güneşli geçiriyorlardı. Dolayısıyla da mitlerindeki canavarlar, büyücüler ve devler, yaşam şartlarının zorluklarını yansıtıyordu. İnsanlar gibi tanrılarının da ölümlü olduğu, yok olacaklarını bildikleri halde bunu değiştirecek güce sahip olamamaları, onları yaşadıkları yeri daha güzel kılmaya itiyordu. Toplumun hiyerarşik bir düzenle bölündüğü kuzeyde, tanrılar da sınıflara ayrılıyordu. Tanrıların tanrısı Odin, aynı zamanda savaş tanrısıydı. Odin’in karısı Frig ise tanrıların annesi. Zeus’un kuzeylisi Thor ise Odin ve Frig’in oğlu olarak hiyerarşide ikinci sırada yer aldı. Germenler için önemli bir tanrı olan Frey ise üçüncü tanrı. Diğer yandan toprağa ve insanlara bereket getirdiklerine inandıkları Frig ve Freya en önemli tanrıçalardı.

İskandinav Mitolojisi’nin İzinde, İskandinav Rüyası Hayal Edenlere Kuzey Avrupa Turu Önerisi

Siz de benim gibi İskandinav Mitolojisi’ne meraklıysanız ve bu muazzam kültürü doğduğu coğrafyada tanımak istiyorsanız, Kuzey Avrupa ve İskandinav Rüyası hayallerinizi gerçekleştirmek için hakikaten beklemenize gerek yok. Nereden biliyorum, damdan düşenin halini damdan düşen bilir de oradan! Elbette fiyatının uygunluğu çok önemli olsa da İskandinav Rüyası’nın çok fazla avantajı var. Gemi, otobüs ve uçak ulaşımlarını Kuzey Avrupa turu ile birleştiren İskandinav Rüyası turunda, lüks Avrupa Rüyası otobüsleri ile şehirlerarası yolculuk yapıyorsunuz. Ayrıca Tallinn-Helsinki, Helsinki-Stockholm, Kaupanger-Gudvangen, Gedser-Rostock arası lüks gemilerle deniz yolculuğunun yanı sıra büyük şehirlerde ve merkeze çok yakın 4 yıldızlı otellerde, kahvaltı dahil 10 gece konaklıyorsunuz.

Gezgin Zirvesi Genel Koordinatörü Sevgili Deniz Kılıç’ın tecrübeli rehberliğinde, Norveç fiyortlarında gemi turunun yanı sıra ekstra tur ücreti ödemeden Drakula’nın Şatosu, Flam Köyü ve Trakai Gölü gibi yerleri de görüyorsunuz. Turun son günü bile otelinizde konaklayarak gemi, uçak ve otobüs yolculuğunuzu tamamlıyorsunuz. THY farkı ile Prag-İstanbul uçuşu ile Türkiye’ye döneceğiniz 3’ü 1 arada Kuzey Avrupa ve İskandinav Rüyası ile 15 gün boyunca 12 ülke 20 şehir görme şansınız var. Avrupa Rüyası, İskandinav Rüyası ile izlediği rota bakımından diğer turlara göre en özgün rotaya sahip tek firma.

Dillere ve kültürlere etki eden bu muazzam mitolojinin izlerini halen tüm kıtada görmek mümkün. İngilizce çarşamba (wednesday) ve perşembe (thursday) günlerinin ismi Odin (Wodan) ile Thor’dan geliyor. Odin’in Germen mitolojisindeki Savaş Tanrısı Wodan ile ilişkilendirilmesi “wednesday” kelimesinin eski İngilizcede “wodensday” yani Woden’in günü olarak söylenmesine neden olmuş. Tanrıların en güçlüsü Thor ise adını perşembe günü olan “Thor’s day”e vermiş. Avrupa toplumlarını bu denli etkilemiş bir kültürün izini süreceğim için pek heyecanlıyım!

2 Responses

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.