Karadeniz denince akla ilk gelen şehir Ordu değil ancak bu çok yakında değişecek gibi gözüküyor. Özellikle turizm konusunda çok iddialılar ve kendimize pay çıkartmak gibi olmasın ama bence en doğrusunu yapıp sosyal medya üzerinden insanlara ulaşmaya, Ordu’yu tanıtmaya çalışıyorlar. Bu projenin bir parçası olarak da biz blog yazarlarını davet eden Ordu valiliğine ve bu projenin gerçekleşmesinde çok çaba harcayan dostum Gezginin Ayak İzleri Cüneyt’e teşekkürlerimi en baştan iletmek istiyorum.

Ordu Merkez

Ordu’nun gelişmiş bir yer olduğunu zaten biliyordum ancak merkezinde biraz vakit geçirince ne kadar huzurlu bir yer olduğunun da farkına vardım. Özellikle merkezinde deniz kenarında geçirilecek biraz vakit ile kafadan atılmayacak dert yok gibi hissettim. Bilinmeyen Rota Tuğçe ile diğer blog yazarlarından ayrılıp güzel bir kahvaltı yapalım dedik. Asıl amacımız aslında muhlama yemekti ancak enteresandır sahil şeridindeki kafelerde bir türlü bulamadık, en sonunda teleferik kafe diye bir yere oturduk ve normal kahvaltı siparişi verdik. Siparişi verirken mekânın sahibi olan abiye dert yanıyordum “nasıl muhlama olmaz ya” diye ve kendisi de yüzümdeki hayal kırıklığını hissetmiş olacak ki “ta İzmir’den kalkmış gelmişsiniz, yemezseniz ayıp olur hallederiz merak etmeyin” diyerek yüzümdeki ekşiliği bir anda giderdi. Amacımıza ulaştık!

ordumerkez

Merkez biraz sıcak ve nemli olsa da köyleri yemyeşil ve serin. Karadeniz sahil yolu burada şehir içinden geçmiyor ve dolayısıyla diğer şehirlere nazaran çok daha güzel bir merkeze sahip. Son dönemlerde yine bir sel yüzünden birçok bölge toprak altında kaldıysa da belediye büyük bir bölümünü temizlemiş ve yolları açmış tekrar ve biz de o yemyeşil yerlere doğru yola çıktık.

Dolaşıp gördüğümüz yerler arasında en çok aklımda yer edinen ve gerçekten gidip görün diyebileceğim yerleri ufak tefek listelemek istedim.

Perşembe Aybastı Yaylası

aybasti

İlk olarak bahsetmek istediğim yer kesinlikle Aybastı yaylası. Artık Ordu denildiğinde aklıma ilk gelen görüntü tam olarak bu. O kadar güzel bir manzara var ki gözünüzle gördüğünüzde şu fotoğraf bile çok silik kalacaktır. Eğer güneşli bir güne denk gelirseniz hele kıvrım kıvrım dolanan mendereslerin etraflarında bir koşun ve siz koşarken önünüzden suya atlayan kurbağaları izleyin, ne kadar hızlı koşarsanız o kadar fazla atlama sesi duyuyorsunuz. Uzun süredir böyle çocuk gibi eğlendiğimi hatırlamıyorum! :)

ordu

Resmen kendimi kaybetmiş koşuyorum :)

Burada dikkat etmeniz gereken nokta koyunlar. Koyunların kendisinde bir sıkıntı yok ancak benim gibi koyunlara doğru koşmak istediğinizde pek tabiki sadık koruyucuları çoban köpeklerinin saldırısına uğrayabilirsiniz. Köpeklerle aram iyidir, bana bişe yapmadılar ama burada köylüler tarafından da sıklıkla uyarılar yapılır. Çoban köpekleri için o sürüyü korumak çok önemli dolayısıyla gelen kurt da olsa siz de olsanız uygalayacağı tarife aynı olacaktır.

Çiseli (Karaoluk) Şelalesi

Evet belki bir Iguazu değil ama yine de fazlasıyla görülmeye değer bir şelale. Tertemiz sularında yüzmek çok eğlenceli (sanırım?). Ben girmedim ama giren diğer blog yazarı arkadaşlar acayip eğlendiler. Benim pek suyla işim olmuyor, ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Burası da doğal olarak muhteşem bir lokasyonda ve oksijenin dibine vuruyoruz desek yalan olmaz. Küçük Dünya Yaprak ve Geziyorum Öyleyse Varım Sema buranın tadını baya iyi çıkaranlardan diyebilirim.

çiseli şelalesi

Selden yüzünden bozulan yollardan dolayı ulaşım biraz zor oldu ama en azından değdi. Biraz ilerilere doğru gidildiğinde sadece suların aktığı sessiz bir bölge de var, ben biraz oraya gidip kafayı dinledim tek başıma, ufak ufak akan sulara taşlardan baraj yaptım falan, yine çocukluğumu yaşadım diyebilirim.

Boztepe

“Boztepe’ye çıkmalı, şu Ordu’ya bakmalı” diye bir söz varmış. Yalan da değilmiş hani, gerçekten Ordu’yu en iyi görebileceğiniz yer çok net bir şekilde Boztepe. Manzara o kadar çekici ve güzel ki, hani sabah gitseniz ayrı akşam gitseniz ayrı.

boztepe teleferik

Ben hem kapalı havada hem açık havada, hem sabah hem gece gördüm ve her türlü hastası oldum. Benim gibi düşünmeyen yoktur heralde ki ne zaman gitsem elinde içecekleri, yiyecekleri ile tepeye oturmuş Ordu’yu izleyen yaşlı genç herkes burda. Tepeye merkezden teleferikle 5dk’da çıkılabiliyor dolayısıyla çıkmamak için hiç bir sebep de yok. Yukarıda şahane manzaralı kafeler var ama pahalı gelirse alın istediğinizi merkezden çıkın yukarda istediğiniz kadar çimlerin üzerinde yayılın manzaranın tadını çıkartın. Ordu’ya gelirseniz Boztepe’ye çıkmadan dönmeyin derim.

boztepe boztepe gece

Ünye Belediyesi Müze Evi

Çocukluğumdan bahsediyordum ya hani, o kadar denk geldi ki burası bu hislerime. Daha girer girmez kapıda dokuz taş, seksek gibi oyunların yere çizilmiş olduğunu farkettim ve lan nereye geldik biz demeden kendimizi bir çok oyunun içinde ve akabinde karagöz hacıvat izlerken bulduk. muze evi

20160812_121915

O kadar güzel bir ev ki anlatamam. Önce müze görevlisi bizlere oyunları öğretti, oynattı, delirdik ve terledik baya bir. Sonrasında evi gezdik, evde kullanılan eski eşyalar ve günümüze kadar gelen ama anlamını bilmediğimiz bir çok deyimin aslında nerelerden türediğini (mangalda kül bırakmamak, püf noktası vb. gibi) öğrendik.

20160812_121302 20160812_121319

İnanılmaz güzel insanlar ve inanılmaz güzel bir proje, iyi ki hayata geçirmişler. Ünye’ye gelirseniz her yeri bırakın önce burayı görün isterim. Özellikle içindeki çocuğu yaşatmakta ısrarlı birileri varsa. :)

Çok kısıtlı vaktimiz olduğundan rahat rahat uzun uzadıya gezemedik ama mutlaka ve mutlaka bir gün gelip çok uzun süre kalmak istediğim ve gerçek anlamda tanımak istediğim bir şehir oldu Ordu. Mutlaka gidin ama mutlaka uzun zaman ayırmaya çalışın!



Booking.com

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.