Yoldaki en güzel olaylardan biri de sürekli olarak spontane gelişen planlar. 1 hafta önce hiç aklımda yokken Gilles’in Beatles’ın meşhur ettiği Rishikesh’e gidecek olması ve benim Nepal’den önce biraz daha Hindistan deneyimi yaşamak istiyor oluşum bu yeni yolculuğu kendi başına hazırlamış oldu. Bu arada aramıza Amerika’lı bir kız da katıldı ve bizim Rishikesh konusundaki isteğimizi görünce daha geleli 2 gün olmasına rağmen bize katılmak istedi. 3-4’ü geçmediğimiz sürece sıkıntı yok benim için. Hatta taksi ücreti bölüneceğinden daha da bi güzel oldu.

1-7 Mart arası uluslararası yoga festivali ve bu festivalin başkenti’de Rishikesh. Yoga konusunda pek bir fikrim yok ancak merak etmiyor da değilim. Şu anki halimle Recep İvedik modelini yansıtıyor olsam da en azından Hindistan’ın en büyük Ashram olan Parmah Niketan‘ı görebilmeyi umuyorum. Tam 1,000 kişiyi ağırlayabilen Ashram oldukça da ucuz. Yemek ve sabah akşam Yoga dersleri dahil geceliği 10-15$ civarı. Ucuz olması açısından 3 kişi aynı odada kalmayı düşündüğümüzden bu fiyat adam başı muhtemelen  7$’a kadar düşecek. Tabi yer bulma problemi olmazsa! Şimdilik 1,000 kişi de dolmaz heralde diyoruz ancak burası Hindistan ve gerçekten herşey olabilir. Telefonla rezervasyon yapmıyorlar, internet sitesinden de mail yoluyla rezervasyon aldıklarından henüz tek bir maile bile cevap vermediler. Neyse, ev sahibimiz Arun’a göre problem olmayacak. Gidip direk orda odamızı ayırtabilirmişiz. Hadi bakalım…

Asıl yazmak istediğim başka birşey. Yeni gelen kız, Alana, tam bir Amerika’lı. Kendisini biraz tanıdıkça da oha artık bu kadar da Amerika’lı olunmaz diyorum. Dün tapınak yazısını yazabilmek için biraz vakit ayırmak adına Gilles ve Alana Kotabagh köyüne giderken onlara katılmadım. Döndüklerinde ise Gilles çok heyecanlı bir şekilde “Gökhan sana birşey sormamız lazım, çok önemli” dedi. Soru ise bildiğim yerden geldi, “Amerika’da ki 11 Eylül saldırısının ardında kim var sence?”. Çok bariz bir şekilde tabiki Amerikan hükümeti diyince ve konuyla ilgili birkaç video ve kaynak gösterince Alana resmen şok geçirdi. Burada şunu anlıyoruz ki, bizim satılmış medyamız varsa Amerika’nın medyası için söylenecek birşey bulamıyorum. Tamam biraz bihaber bir kız çoğu konu hakkında ama bu konuyla ilgili böyle bir olasılığın olmasını bile hiç düşünmemiş. Anlamakta gerçekten çok zorluk çekiyorum diyorum ve “Hiç mi internet, sosyal medya, youtube vb. şeyler kullanmıyorsunuz? O kadar çok kaynak varki ortalıkta yanlışlıkla bile birini bulma şansın çok yüksek” diyorum. Gerçekten hiçbir şekilde denk gelmemiş böyle bir kaynağa. Yurtdışına giden arkadaşlarım ve hatta Amerika’da okuyan Irak’lı arkadaşları bile bu konudan hiç bahsetmemişler. Teröristler yaptı ve biz de onlara savaş açtık şeklinde biliyor ve hükümetin kendi halkına böyle birşey yapabilme ihtimalini dahi düşünmek olağanüstü saçma geliyor. Neyse ki gösterdiklerimizden baya bir etkilenmiş olacakki o günden beri bütün zamanını internette insanlık tarihinin en büyük yalanını araştırmakla geçiriyor. Kelebek etkisi yapıp herşeyi değiştirmesini beklemiyorum tabiki ancak yaşadığım bu ufak tecrübe en uzak kıtadaki insanların da aynı bizdekiler gibi yalancı medya tarafından kör edildiklerini gösteriyor. Ülke ülke ayırmak saçma, genel olarak devlet kavramının ne kadar organize bir suç örgütü haline geldiğini görmek gerçekten korkutucu.

Yaklaşık 4 saat kadar sonra yola çıkıyoruz. Sabah 3 gibi yola çıkıp öğlene doğru orda olmayı planlıyoruz.Orda görüşmek üzere :)

 

7 Responses

  1. çağrı öz.

    “…bu ufak tecrübe en uzak kıtadaki insanların da aynı bizdekiler gibi yalancı medya tarafından kör edildiklerini gösteriyor. Ülke ülke ayırmak saçma, genel olarak devlet kavramının ne kadar organize bir suç örgütü haline geldiğini görmek gerçekten korkutucu.”

    Çok güzel tespit bence ve aynen katılıyorum, bizde de özellikle son 10 yıldır hatta o 10 yılın son 5 yılı inanılmaz bir medya manipülasyonu, kara propaganda ve göz boyama ile geçti, geçmeye de devam ediyor ve insanın bu olanı biteni anlayamaması(okumayan, analiz yapmasını bilmeyen, dahası analizin ne olduğunu bile bilmeyen insanları kastediyorum) çok normal esasında. Haa internet çağındayız filan diyoruz ya, o da hikaye, gözü boyanmış ya da aklını abidik gubidik video izlemekle, feysbukta daha çok fotosuna beğeni almakla doldurmuş insanın internet kullanıyor olması da boşa… Küçük amerikayız diye övünenler bunu mallaşma anlamında gayet iyi başardılar memlekette ne yazık ki.

    Yanıtla
  2. Hande Gokoglu

    blog browserda sürekli açık ve hergün yazı var mı diye refreshliyorum :))) yoga deneyimlerini bekliyoruz :))) sevgiler.

    Yanıtla
    • Gökhan - Yoldaki.com

      :) Yoga deneyimlerimi yarın yazabilecem ancak, pek TV’da görüldüğü gibi kolay değilmiş :) Bu akşam için Rishikesh’e giriş yazısını yazıyorum.
      Çok teşekkürler takip ettiğin için :)

      Yanıtla
  3. arzu adıyaman

    ilk zamanlar uff yine bir yolcu! deyip, blogunuza ucundan bakarken, şimdilerde merak bile etmekteyim. orda görüşmek üzere, yolunuz her daim açık olsun…

    Yanıtla
    • Gökhan - Yoldaki.com

      Çok teşekkürler :) Elimden geldiğince güncellemeye çalışıyorum. İnternet problemim vardı, şimdilik aştım gibi gözüküyor. Bir aksilik olmazsa Rishikesh yazımı da bugün yazıyor olacam :)

      Yanıtla

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.