Şu aralar yavaş yavaş bir sonraki seyahatime hem fiziksel hem de ruhsal açıdan hazırlanmaya başlıyorum ve biraz eski yazılarıma ve fotoğraflarıma göz gezdirdiğimde heyecanım biraz daha artıyor. Çünkü aklımda kalan anılar ve beni değiştiren etkenlerin ne kadar yapıcı ve pozitif etkileri olduğunu düşündüğüm zaman bundan biraz daha fazlasını kendime ekleyeceğimi düşünüyorum. Haliyle şu an olduğumdan daha iyi hissedeceğimden her zamankinden çok daha eminim. İlk başlarda uzun süreli seyahatlere çıkmadan önce oluşan gerginlik ve bilinmezlik artık yerini daha fazla heyecan ve yaşadığım hazzın kalıcı etkilerine bırakıyor. Eskiden olsa uzun yollar, sürekli seni kandırmaya çalışacak insanların baskısı, sürekli kalınabilecek ucuz yer bulma uğraşı vs gibi şeyler tatlı da olsa biraz gerginlik yaratıyordu ama şu anda aklımda canlanan şeyler bunlardan çok daha farklı, bu da kaçınılmaz olan değişimin en güzel etkileri sanırım. Şu anda yola çıkmadan önce kafamda canlanan şeylerin ve eğer siz de seyahat ederseniz hepinizde oluşan bu benzer gerginliklerin yerini nelere bırakacağını anlatmak istiyorum. Sonuç olarak hepimiz birbirimize benziyoruz ve aynı şeyleri hissediyoruz, istisnalar kaideyi bozmayacaktır. :)

Ucuz Yemek

XelfVuz

İstanbul’da yaşıyor olmanın en büyük dezavantajlarından biri maddi olarak insanı yiyip bitiren bir şehir olması ve bu nedenle farkında olmadan çok büyük paralar yemek için harcanıyor. İzmir’e taşınma isteğimin sebeplerinden biri de bu zaten. Tekrar Asya’ya doğru çıkacağım yolculukta bu düşünce artık sıkıntı olmaktan tamamen çıkıyor. Çünkü günlük 3-4$ gibi bir paraya 3 öğün şahane yemekler yiyebiliyor olacağım. Bunu 5-6$’a yükseltirsem içine bira yada diğer alkollü içecekleri de dahil edebileceğim bir bütçe karşıma çıkıyor ve Asya’nın muhteşem mutfağının tadını çıkartıyor olacağım. Türk yemeklerine olan düşkünlüğümden dolayı özlemeyeceğimi söylemek saçma olur ancak oradayken bazı zamanlar dışında çok da arattığını söyleyemem.

Kalacak Yer

bungalow

Kadıköy’de yaşıyorum ve oda kiraları faturalar dahil olunca 750-800 lirayı buluyor ve bazen geçebiliyor da. Bakın ev demiyorum, sadece oda kirası! Gideceğim ülkelerde günlük 5$’a tek kişilik oda bulunabiliyor, ha biraz daha lükse kaçayım dersem de günlüğü 15$’a ufak bir condominium denilen site içerisinde havuzlu yerler yada 10$’a deniz kenarında bir bungalow kiralayabilirim. Evet bu şekilde burada verdiğime yakın bir para ödemiş olurum ama en azından yataktan çıkıp tuvalete gitmek yerine kapıdan çıkıp denize işeyebilirim. Yapacağımdan demiyorum ama böyle bir lükse sahip olabilirim (itiraf ediyorum denize işemişliğim vardır, biliyorum hiç biriniz yapmadınız).

Günbatımları

gunbatim

Mutlaka bir çok kişinin gün batımını izlediği güzel yerler vardır ve eminim ki çok güzeldir ama benim çok keyif aldığım bu olayı Filipinler’de yada Tayland’da yaşamak çok daha bambaşka bir deneyim. Özellikle ertesi gün ofise gitmeyecek olmayı bilerek bunu yaşamanın tadını anlatmak imkansız. Daha dün hem Üsküdar hem Kadıköy’den günbatımını izledim ve çok hoşuma gitti ama Boracay’da gördüklerimi hatırlayınca tekrar görmek için sabırsızlanmamı engellemedi.

İnsanlar

asyali

En çok ilgimi çeken nokta olan insanlar konusu çok önemli. Burada duymaya alışık olduğumuz dertler ve tasaların çok azını duyacak olmak ve oradaki insanların bizim hiç farkında olmadığımız, daha doğrusu hiç yaşamadığımız dertleri olduğunu bilmek çok farklı bir tecrübe. Sevgiliniz sizi terk mi etti? Ruhsal olarak hazır mı hissetmiyormuş? Bunu bir de 13 yaşında zorla evlendirilerek çocuk sahibi olmuş insanlardan dinleyin. Bizde de var aynı şeyler tabiki ancak orada artık kültürün bir parçası olmuş ve trajediden çıkıp yaşamın bir parçası haline gelmiş olması bu durumu bizden ayıran farkı oluşturuyor. Ayda 1500 lira maaş yetmiyor mu? Fahişelik yapmayıp aylık 60$’a çalışıp geçimini sağlamaya çalışan insanların dertlerini ağlak ve depresif yüzlerle değil, umut dolu gülümsemeleriyle dinleyin. Sonra geri döndüğünüzde burdaki dertleri dinlemeye ne kadar dayanabileceksiniz bakalım. “Ordaki yaşam ile burdaki yaşam bir değil” kalıbı en kolay kaçış yolu çünkü aslında farklı koşullar altında yaşayıp farklı umutlara bel bağlıyoruz. O insanların hayatlarını anlamaya çalışmak olayları maddi olarak değerlendirmekten çok daha farklı bir durum. Dertlerine ortak olduğunuz o insanlar karşılığında sizlere kendi yaşamınızla ilgili sıkıntılarınızı tekrar sorgulamanız için umut veriyor. Alırsınız almazsınız o tabiki size kalmış.

Ofis Hayatı

ofis

Bunun ne kadar sıkıcı bir hayat olduğunun her gün yüzüme vurulacak olması ve benim de ne kadar doğru bir tercih yaptığımı her gün tekrar anlayacak olmam bu etkilerin en güzellerinden biri. En iyi nasıl anlatabilirim bunu bilmiyorum, özellikle hiç gerçek bir seyahate çıkmamış olanlar için. Heralde öylesine içinden geldiği için iyi bir fiyata elinden çıkardığın bir yatırımının ertesi gün batması gibi bir şey diyebilirim. Böyle bir olayı eminim her gün anlatırdınız ama yine de söylemem gerek, bundan çok daha anlatılası bir his :) Canım sıkıldığında düşündüğüm 2 şeyden biri ofiste geçirdiğim günler, saçma salak toplantılar, gereksiz projeler, diğeri de askere ilk gittiğim gün ranzanın üstünde yattığım ve “benim ne işim var burada?” düşüncesi. O anlarda hissettiğim sıkıntıyı aklıma getiriyorum ve içinde bulunduğum bu ana geri dönüp yüzümde tarifsiz bir mutluluk ifadesini yaratıyorum. Şiddetle tavsiye ederim! :)

Fotoğraflar

20140316_112936

Aradan 2 yıl geçtikten sonra Bodrum yada Antalya’da çekilmiş bir fotoğrafınıza baktığınızda aklınıza o 1 hafta içinde yaşadığınız anılar, hissetikleriniz, yediğiniz yemeklerin farklı lezzeti, daha önce hiç duymadığınız müziklerin ezgileri, sokakta gördüğünüz insanların yüz ifadeleri geliyor mu? Yada o fotoğrafı bir arkadaşınıza gösterdiğinizde sırf o fotoğraftan yola çıkıp saatlerce anlatabileceğiniz birbirine bağlı ve kimsenin alışık olmadığı hikayeleriniz oluyor mu? Diğer arkadaşlarınızın Facebook ve Instagram’a koyduğu tatill fotoğraflarına bakıp, “bu tatil mi şimdi? Bence sadece zaman ve para kaybı” dediğiniz oluyor mu? Oluyorsa ne mutlu size. Bende hep oluyor :)

Arkadaşlar

Dünya'dan Daha Yoğun Bir Kütleye Sahip Ben

Yolda tanıştığınız ve halen irtibatta olduğunuz arkadaşlarınızın aslında en yakın arkadaşlarından biri olduğunu farkediyorsunuz. 20 yıl görmeseniz bile birlikte geçirdiğiniz bir kaç günün anıları sonsuza kadar kalıyor ve görüştüğünüzde kaldığınız yerden devam edebilecek kadar da güçlü oluyor. Ne arkasından konuşuyorsunuz ne de gıybetini yapıyorsunuz. Yarın size “hadi…” ile başlayan bir cümle kursa daha gerisini duymadan “Tamam!” diyebiliyorsunuz. Çünkü birlikte seyahat edebileceğiniz biri gerçekten ömürlük arkadaş ve dost demektir.

Ekoloji

ekoloji

Özellikle bir zamanlar sürekli şikayet ettiğiniz ufak dostlarımız olan mutfaktaki karıncaları bile anlamaya başlıyorsunuz. Öldürmek yerine nasıl yerlerini değiştirebileceğinizi yada benim yaptığım gibi onlarla birlikte yaşayabileceğinizi öğreniyorsunuz. Yaşayan her canlının yaşam hakkı olduğunu düşünüyor ve vejetaryen olmayı bile düşünüyorsunuz. Ben henüz olamadım ancak bu sorgulamadığım anlamına gelmiyor ve aslında olma yolunda büyük adımlar atmaya başladım bile diyebilirim. Tabiki et yiyen kimseye lafım yok, ben de yiyorum ama hissettiğim şey bunun alternatifi olabileceği. Türk yemeklerine aşık benim gibi bir adamın bu lafları bir gün edeceğine inanmazdım ama bazen bir inek yada kuzu gördüğümde pişmanlık hissediyorum. Neler olacağını zamanla görecez :)

Az Beklenti Çok Mutluluk

Aslında herşeyin özü olan ve seyahat edilsin edilmesin her zaman yaşam kalitesini arttıracak formül. Tutumlu olmak ve azın aslında daha çok olduğunun yaşanarak öğrenilmesinin ardından hayata bakış açınız inanılmaz genişleyebiliyor. Elinizin altında bulunan kaynakların daha doğru kullanımı bir yana dursun yaşadıklarınızdan kazandığınız tecrübelerle birden bire genişleyen vizyonunuz sayesinde artık sadece x bir firmanın çalışanı olmak yada size verilecek üst düzey bir ünvan’ın sadece gözlerinizi dünyaya kapayıp işinizi yapmanız için çekilmiş bir perde olduğunun farkına varabilirsiniz. Bunun en büyük getirisi de yapabileceklerinizin ve seçeneklerinizin 2-3’den 400-500’e çıkması. Daha da ötesi yapamayacağınız bir şey olmadığının farkına varmanız. “Her işi yaparım abi” mantığından “Her işi öğrenmek istiyorum” mantığına çıkılan bu yolculuk sonunda mutlu biri olmanız olayın neresinden bakarsanız bakın garanti.

 

1 Yorum

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.