Fazla değil sadece 2,5 yıl önce işi bırakıp yeni bir hayata başlamak üzere yola çıkmıştım. Öğrendiklerimden, yaşadıklarımdan bir şeyler çıkartıp nasıl bir hayat istediğime karar verecektim. Şunu söyleyebilirim ki sabit fikirli olmak başınıza gelebilecek en kötü şey. Değişim her gün değil her saniye oluyor. Yeni bir gün, yeni umutlar diyerek güne başlamak tabiki kötü bir şey değil ancak artık yeni bir umut için ertesi sabahı beklemek bana hiç mantıklı gelmiyor. Yıllardır doğru bildiğimiz şeylerin tamamen koca bir yanlışdan ibaret olduğunu anlamamız için bazen bir saniyeden daha azı bile yetebiliyor. Kendi hissetiklerimden size aktarabileceğim duygu ise bu şekilde düşünmeye başladığımdan beri mutlu olabilmeye dair umutlarım da bir günün içine sığacak saniyeler kadar arttı. Bildiğiniz her şeyi unutmayın ama bilmediğiniz şeylerle kıyaslandığında neredeyse hiç bir şey bilmediğinizin farkına ne kadar erken varırsanız bu hisleri siz de yaşayabilirsiniz.

Çocukluğumdan beri süregelen seyahat etme hayalim halen devam ediyor, bundan bir şey kaybetmiş değilim ama artık bu hayale bir şekil verme zamanının geldiğini hissediyorum. 30 Eylül gibi Endonezya ile başlayacak olan ve yaklaşık 6-7 ay sürecek olan seyahatimin ardından yapmak istediğim şey ise şehirden uzak, tercihen ege bölgesinde ufak bir arsa alıp oraya kendi ellerimle kendi evimi yapmak. Daha önce hiç yapmadığım ve bilgimin olmadığı bir konu ancak ofiste çalışırken önüme koyulan hiç bilmediğim bir işin getirdiği sıkıntı ve stresin aksine fazlasıyla heyecanlı ve sabırsızım bu konuda. Her beyaz yakalının dilinden düşürmediği bir şey olan “her şeyi bırakıp ege’ye yerleşme” fikrini hayata geçirmek için sabırsızlanıyorum. Youtube ve benzeri kanallardan istediğim tüm bilgilere ulaşabiliyorum ve izledikçe de heyecanım artıyor. Öyle ki neredeyse çıkmak üzere olduğum seyahatin heyecanını bile bastıracak neredeyse.

2

Planladığım şey tabiki homify’ın modern evleri gibi olmayacak, kendimce kafamda olan ufak tefek bir şey ve bu konudan bahsettiğim çok yakın dostlarım bile benden çok heyecanlandı ve el atmak için geri dönmemi dört gözle bekliyorlar. Hatta en yakın arkadaşlarımdan Arda eğer arsa yeterince büyük olursa havuzu tek başına kendi yapacağını dahi iddia ediyor, gerçi dibine “ARDA” yazdıracam diye şart koştu. Ben de kabul ettim ancak “Arda’ya bonesiz girmeyiniz”, “Arda’ya girmeden önce duş alın” gibi uyarılar asacağımı söylediğimde vazgeçti. :) Sonuç olarak kendi evimi yapma planlarım şu anda zihnimde alev alev canlanmış durumda. Yardım konusunda ise Asya’da ki gönüllü çalışma programlarında öğrendiğim bazı şeylerden yararlanmayı planlıyorum. Mesela kalacak yer ve yemek karşılığı bana yapımda yardımcı olabilecek insanları misafir etme gibi planlarım var. Sanırım işi bırakmamın üzerinden geçen neredeyse 3 yıl sonunda geleceğim ile ilgili çok fazla umutlu olmaya başladım.

Bu tabiki benim seyahatlerimin sonu olacak anlamına gelmiyor, sadece döndüğüm zaman “evim” diyebileceğim bir yer olmasını istiyorum artık. Zaten yurtdışındayken sürekli kendime ait olmayan yerlerde kalıyordum, sanırım yaşımın(34) da verdiği bir hisle artık kafamı kendi çatımın altında dinlendirmek ve tekrar yola çıkmak istiyorum. Daha gidilmesi gereken Güney Amerika, Afrika, Antartika ve diğer kıtalar var. Benimle beraber olduğunuz sürece ben mezara girene kadar seyahatlerimi takip etmeye devam edeceğinizden emin olabilirsiniz ;)

 

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.