Dün akşam Graham’le konuştuğumuzda eğer 23 Ocak’ta halen Shiraz’da olursam belki beraber Persepolis’e gidebileceğimizi düşünmüştük. Sabah uyandığımda Graham gitmiş, bana da telefon numarasını ve muhabbet için teşekkür ettiğini yazan bir not bırakmış. Eğer 23’ünde halen Shiraz’da olursam ararım muhtemelen. Ahmed ben kalktığımda daha yeni yeni yatıyor gibiydi, ben internette maillerime bakarken o çoktan yorgan altına girip uyuya kalmıştı bile. Veda edemeden eşyaları topladım çıktım. Ahmed’in bana verdiği harita’da otobüs durağının yakın olduğu gözüküyordu, pek zor olmadı bulmak zaten. Yürüyerek 15dk da vardım. 4,5$’a biletimi aldım ve şansıma tam yarım saat sonra otobüs Shiraz’a hareket etti.

Bugünkü rotam tam olarak Shiraz’ın merkezi değil, yaklaşık 100km kadar dışında bulunan Saadetisehr. 1-2 gün kadar burada Mehran’ın misafiri olduktan sonra merkeze inmeyi düşünüyorum. Otobüs yine klasik, ne lüks ne rahat orta kıvamda düşük bütçeli seyahat severlerin tüm isteklerini karşılayacak nitelikte. Üstüne üstlük koydukları “Bodyguard” isimli film muhteşem. İran’lı bir Wing Chun ustası kalantor bir herifin motorla giderken arabanın sürücüsüne tekme atması vb. birçok muhteşem efektlerle dolu bir film. Nefes almadan izledim.

benzinBir ara benzin almak için durduk ve litresi 1,3 liradan 300 litre benzin aldık. Şahane değil mi? :) Bir de bu fiyat şu anda protesto ettikleri zamlı fiyat. Daha önceden litresi yaklaşık 0,45 kuruş gibi birşeymiş.

Mehran otobüsün muaviniyle telefonda konuştu ve beni indirmelerini istedikleri yere beni almak için geldi sağolsun. Özel bir İngilizce kursuna sahip ve kendi kursunda öğretmenlik yapıyor. İşleri bu aralar pek iyi gitmiyor o yüzden iki işte çalışmak zorunda. Eve geldiğimde komple aile beni karşılıyor. Hepsi utangaç ve kıkır kıkır gülüyolar. Sevimli bir aile. Meyve, çekirdek çay derken hemen sofra hazırlanıyor zaten ve ikinci kez Abguş, başka bir deyişle “dizi” yeme şerefine nail oluyorum. Evde karısı, iki yeğeni, kız kardeşi ve onun eşi var. Kardeşinin eşi utana sıkıla bana bişe sormaya yemekçalışıyor, Mehran’ın el hareketlerinden ve Farsça da olsa içinde “doktor” kelimesi geçtiğinden bi sıkıntısı olduğunu anlıyorum ve soruyorum. Meğersem dişi ağrıyormuş ve bende bunu dindirebilecek birşey var mı diye sormuş, bizimki de adam doktor mu nerden bilsin diye cevap verdi sanırsam. Dedim az dur, bi majezik patlat iyi gelir. Pek bi sevindi, cidden gariban da biri. Yarım saat sonra ağrı geçince baya bi mutlu oldu, bende birkaç tane daha verdim sonra ağrır belki diye. Ailece baya müteşekkir oldular, o kadar oldular ki ben utandım lan noluyo tamam diye.

Mehran az sonra hepsinin gideceğini o yüzden rahat olmamı söyledi. Anlaşmalarına göre eğer couchsurfing’den biri evde kalırsa karısı dahil herkes ailesinin evine geçiyor. Kötü hissediyorum bu yüzden kendimi ama Mehran pek oralı değil gibi. Koku sonradan çıkıyor ortaya, zorunlu yapılmış bir evlilik…

Detaylara girmeyecem ama baya uzun konuştuk, İran’da kimseyle bu konuları rahat konuşamadığı için baya bi döktü içini. Tüm konuşulanların aramızda sır olması konusunda söz verdim. Global düşünüp lokal yaşamak isteyen biri ama maalesef İran’da bu mümkün değilmiş. Diğer İran’lılar ile aynı problemler genelde ama burda işin içinde evlilik ve aile meseleleri de var o yüzden diğerlerinden biraz daha ayrılıyor. Uzun bir süreden sonra hızlı bir internete sahibim bu arada, tam 2mbps!

Gökhan
=)(=

1 Yorum

  1. Nurcan Şahin

    Bir yandan çayımı yudumlarken diğer yandan güzel yazını okuyorum…

    Yanıtla

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.