Önceki yazımda Kathmandu’dan çok uzakta olacağımı söylemiştim, öyleyim! :)
Plan temmuz’a kadar yolda olmaktı ancak bir takım durumlardan dolayı İstanbul’a geri dönmek durumunda kaldım fakat bu benim için sadece biraz dinlenme molası olacak. 3,5 ay çok uzun bir süre sayılmaz ancak ben her şeye sıfırdan tekrar tekrar başlamaktan hiç çekinmeyen ve aksine çok seven biri olduğumdan yepyeni bir yola çıkmak için biraz hazırlık yapmam gerekiyor. Gerçekten yoksa dünya kupasını arkadaşlarımla izlemek aklımın ucundan bile geçen bir şey değil. Gönül isterdi hepsini alıp Brezilya’ya gideyim ancak henüz o kadar zengin değilim (ama olacam, NBA yıldızları gibi dostlarımı alıp götürecem sağa sola :P ).

Kathmandu’dan zor bir şekilde vedalaşıp yola çıktım ve Birleşik Arap Emirlikleri aktarmalı olarak İstanbul’a uçmak üzere evden ayrıldım. Kathmandu gitmeden son şakasını yapar gibi check-in sırasında AirArabia 11kg olan sırtçanta’mı 10kg’yu geçtiği gerekçesiyle alamayacaklarını söyledi. Her ne kadar 25kg sınırı olsa da almayı kabul etmediler. Tartışmak imkansız zira görevlilerin İngilizceleri çok kısıtlı. İyi dedim çantamı da yanıma alır öyle girerim uçağa dedim, yok dediler max 10 kg alabilirsin??? Suratlarındaki eblek sırıtmadan para istedikleri çok belliydi, çantamı ve her şeyimi bırakıp müdürünü çağırmasını istedim. Hemen işin rengi değişti ve tamam tamam neyse problem değil ayağı çekip bagaj etiketlerini çantalarıma taktılar ancak bu sefer de ben bi puştluk yapacaklarından kıllandığımdan çantamı bırakmadım ve yanıma aldım.

AirArabia nın uçakları gayet güzel ve rahat. Bedavadan uçuş duası da kalkış öncesi ücrete dahil! 1 saat rötarlı 4,5 saatlik uçuşun ardından Arap Emirliklerine indim ve dışarıdan harika görünnen ama hiç bir olayı olmayan saçma sapan bir havalimanı olan Sharjah’a indim.

32323

Yaklaşık 5 saat beklemem var ve İnternet kullanmam lazım fakat ne kafelerde ne de başka bir yerde İnternet yok. Var ancak enteresan bir şekilde şifresi verilmiyor. İnternet kullanmak isteyen 55$ ödeyip VIP lounge’a gidip orada kullanabilir. Ben de öyle yapıyorum, tek bir farkla. VIP kapısının yakınında bir yere çömüp kablosuz internet şifresini gözünü sevdiğim dandik everest antenim ve linux ile yarım saatte kırıyorum. Akabinde foursquare vb. ortamlarda paylaşıyorum ki başkaları da yararlansın.

WEPpHalen WEP şifreleme kullananların kulağına küpe olsun, kullanmayın artık!

Tekrar uçuş, bu sefer İstanbul. Biraz heyecanlandım, Türkçe’yi bile özlemişim. Sırada yanımda sağa sola küfür eden bir kaç tip bile sinirimi bozmuyor. İnternet olmadığı için uzun bir süre söven bir adama dayanamayıp şifreyi söyledim sırf sussun diye. Ancak insanları memnun etmenin imkansız olduğunu unutmuşum, çünkü “bu internet çok yavaş” diyip sinirlenmeye devam etti. Uçağa bindik, 4,5 saatlik bir uçuş ve uçağın yarısından çoğu boş olduğundan rahatça yayılıp biraz uyumaya çalışıyorum.

İstanbul’a gelir gelmez kendimi attım Kadıköy’ün sokaklarına ve tabiki Mila Cafe’ye. Bu gidişle evlenirsek düğünü de burada yapacaz gibi görünüyo.

mila

İstanbul’u pek özlediğimi söyleyemiyorum ama Kadıköy’ü gerçekten özlemişim. Moda’da çiçekler yeni açmaya başlıyor, havalar ısınıyor. Ufak bir organizasyon yapıp bir kaç arkadaşıma baya eğlenceli bir sürpriz yapıyorum. İlk gün, alkole ve yemeğe doyuyoruz. Bu arada işi bıraktığımda 93kg olan bu beden şu anda 75kg! Görüldüğü üzere seyahat etmek sağlığa da çok yararlı! :) Bugünlük kendimi affediyorum ancak yarından itibaren abartmak yok! Hatta 1 mayıs’a kadar 2 kilo daha vermeye çalışacam ki tam 1 sene önce işi bıraktığım günle aramda 20kg fark olsun :) 1 senede 20 kilo fena sayılaz?

 

2 Responses

  1. Sakarya.h.

    Cok üzüldüm. Hergün bakıyorum yeni yer yeni yazı. .. Istanbul’da olduğunuzu okuyunca önce bi şok sonra inşallah devam eder temennisi sardı bünyemi:) kaleminiz çok akıcı lütfen devam edinnnn…

    Yanıtla

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.