Üçüncü uzun seyahatim de başlamış oldu… Takip edenlerin hatırlayacağı üzere 4 ay ve 8 aylık iki Asya seyahatinden sonra şimdi tekrar Asya yolunda 3. seyahatime doğru yola çıkıyorum. Bu seferki yolculuk diğerlerinden farklı olarak yalnız olmamam üzerine. Her zaman tek seyahat etmeyi tercih etmiştim ancak bu sefer yanıda Gezgin Yogini olarak da bilinen Burcu olacak. Kendisiyle tanışıklığımız henüz yoktu anca facebook üzerinden uzun uzun konuşmuştuk. Bu konuşmaların sonunda Asya seyahatini beraber yapmaya karar verdik ve ikimiz de ilk defa tek başına seyahat dışında bir tecrübeyi deneyelim dedik. Biletlerimizi aldık, ve tam 3 ay sonra Endonezya’nın Bali adasında buluşmak üzere sözleştik. Çok garip geliyor değil mi? Normal insan olan zaten internette tanıştığı biriyle gider bildiği tanıdığı bir ortamda buluşur, ne bilim Süreyya sinemasının önünde, Halun Taner tiyatrosunun yada iskelenin önü falan (illa her yerde Kadıköy’lü olduğumu belli edecem) ama yok biz Bali’yi seçtik. O Avustralya’dan geleceği için dedim ortada buluşalım ama kız fazla yürümesin diye de ona 3 saat bana aktarmalarla beraber 21 saat uzaklıkta olan Bali’yi seçtik :) . Endonezya’yı zaten görmek istiyordum ve ikimizin de gitmediği ortak bir ülkeydi. Bunun dışında şimdilik düşünülen rota Endonezya, Filipinler, Malezya, Tayland, Kamboçya, Hindistan, Nepal ve belki Sri Lanka ile İran şeklinde ancak fazlasıyla esnek olduğumuzdan kısmen de tümden de değişebilir herşey.

arkadaşlar

En yakın dostlarım sağolsunlar beni havalimanında yalnız bırakmayarak uğurlamaya geldiler. Duygusal anlar yaşanmasına izin vermeden hızlıca götüm götüm pasaportuma çıkışı vurdurup uçağa doğru yöneldim. Bu sefer o kadar hafif gidiyordum ki ben bile yolun yarısında sürekli kesin bir şeyler unuttum diyordum çünkü son seyahatimde 14kg olan çantam şu anda 6-7kg civarındaydı ve normalde içini daha çok eşya alsın diye özel olarak yerleştirirken bu sefer direk yığma şeklinde şekilsiz koydum ki backpack nispeten dolu gözüksün diye. Yoksa zaten sıkıştırsam %50si boş kalacak ve üstten çöküp çok şekilsiz bir hal alacaktı. Önceki seyahatimde hiç kullanmadığım herşeyi geride bırakmaya karar verince ortaya böyle bir gariplik çıktı işte. Laptop olmasa önüme taktığım daypack’i de almayacaktım çünkü herşey zaten 60lt lik çantama sığıyordu. Diğer taraftan ise Burcu’nun 21+7 şeklinde geldiğini duyunca sırtımda duran boşlukların nasıl dolacağını düşünmeye başladım ve akabinde düşünceler yerini korkulara bıraktı! Kızın kendisi zaten 40 kilo!

12032638_891989557554436_9088352882749326283_o

İlk aktarma durağım Doha havalimanında geçirmem gereken tam 10 saat vardı ve biraz dolandıktan sonra yatacak bir yer aramaya başladım. Qatar’da kaldığım “Quiet Room”lar herkese açık ve oldukça sessiz yerlerdi, aynısının burada olacağını da umarak gittim ancak alakası yoktu. İçeride yerde uzanıp telefonla konuşanlar mı dersin, deli gibi horlayanlar mı dersin, açıp laptop’ı dizi izleyenler ne ararsan hepsi vardı. Hiç sevmiyorum insanları sınıflandırmayı ancak bu araplar gerçekten çok mal olabiliyorlar.

Hayır bir de sıcak iklime gidiyorum diye üzerimde hiç bir şey yok, bir tane sadece son gün arkadaşımın aldığı ince hırka var ve havalimanının içi bariz 15C falan. Dışarısı gece 35 derece gündüzü tahmin bile edemiyorum. Eyvallah güzel soğutmuşsun hacı ama eee? üşüyen ne yapacak? Gece boyunca yatacak ılık bir yer bulmaya çalıştım ama yoktu, havalimanı en ufak noktasına kadar klimayla soğutulmuş o yüzden buradan aktarma yapacakların ve uzun süre kalacakların mutlaka ve mutlaka yanlarında üstlerine giyebilecekleri soğuktan koruyacak polar kıvamlı bir şey getirmelerini tavsiye ediyorum. Ben ki soğuğa karşı fazlasıyla dirençliyimdir ama klima soğuğu bambaşka boktan bir şey. Ben çektim siz çekmeyin!

gün doğarken

Sabah gün doğumuyla birlikte biraz güneş camdan içeri girdi ve gece boyu düzgün uyuyamayan benim vücudumda oluşturduğu sıcaklık beni direk gevrek bir hale getirdi, ha uyudum ha uyuyacam ama uçağa da kalmış 2,5 saat. Telefonun alarmını kurup biraz daha sıcakta kestirdikten sonra uçağa atlayıp Denpasar’a doğru yola çıkıyorum. Havada geçen 9 saatin ilk 2 saatini hiç hatırlamıyorum. Girer girmez uyumuşum ve gözlerimi açtığımda çoktan bulutların üstüne çıkmıştık. Bölük pörçük geçen 2 günlük uyku saçmalığından sonra üstüne bir de gelecek jetlag muhabbetini atlatmam biraz vakit alacak sanırım.

endonezya vizesi

Akşam 22:30 civarı Denpasar’a indim ve ilk olarak 35$’lık vize ücretini bayıldım, ardından pasaport kontrole geçtim ve ne bir dönüş bileti, ne de kaç gün kalacağım soruldu. 10 saniye gibi bir sürede 1 aylık vizeyi alıp devam ettim. Burada bir detaydan bahsetmek istiyorum, eğer vizeyi bir şekilde ücretsiz olarak aldıysanız içeride uzatma imkanınız bulunmuyor. Ülkeden çıkıp tekrar giriş yapmanız gerekiyor. Singapur dışındaki ülkelerde 3 gün kalmanız gerekiyor, Singapurda ise aynı gün giriş yapıp çıkabilirsiniz. Vize uzatma muhabbeti ise sadece tek seferliğe mahsus yapılabiliyor. Eğer Endonezya’da size sponsor olabilecek biri varsa girişte 60 günlük vize alabilir ve bunu ülkeden çıkmadan 4 kere uzatabilirsiniz. Genellikle Avrupa’lı emekli yaşlı erkeklerin yaptığı buradan bir kız arkadaş edinip onu sponsor olarak göstermek ve hayatlarının geri kalanını burada geçirmek.

buluşma

Burcu’nun uçağı benden 3 saat kadar sonra geleceğinden dolayı ben de bagaj alım kısmından çıkmadım ve onun gelmesini bekledim…Saat 02’ye geliyordu ki minik tefek gözlüklü bıcır bişey karşıdan gözüktü. Yakşalık 5 ay boyunca sırf yazışıp konuşarak o kadar çok tanışmışız ki neredeyse hiç yabancılık çekmedik bile diyebilirim. Hemen hızlıca kalacağımız yere geçtik ve yerleştik. Henüz Bali’yi tanıma aşamasında olduğumuzdan görüşlerimi bir sonraki yazıya bırakıyorum ama genel olarak söyleyebileceğim bir şey varsa o da gerçekten çok ucuz ve emeklilik için tercih edilebilecek bir yer :)

 

9 Responses

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.